Zor bir karar" diye adlandırdığınız bir aşamaya geldiğiniz vakit ya da herhangi
bir probleme bir çözüm bulamadığınızda hemen o konuda yapıcı olarak düşünmeye
başlayın. Eğer korku ve endişe duyuyorsanız, bunu düşünmekten saymayın.
Gerçekten düşünmek demek, korkulardan bağımsız olmak demektir.
İşte size, her
hangi bir konuda nasıl rehber bulacağınızı anlatan basit bir teknik: Zihninizi
ve bedeninizi iyice gevşetin. Bedeninize rahatlamasını söyleyin; size uymak
zorunda olduğundan dediğinizi yapacaktır. Bedenin iradesi ya da kendine ait bir
bilinci yoktur. Bedeniniz, inançlarınızı ve izlenimlerini kaydeden bir duygu
diskidir. Dikkatinizi toplayın; bütün düşüncelerinizi problemin çözümü üzerine
odaklayın. Onu bilinçaltınızla çözmeye çalışın. Tam istediğiniz çözüme ulaşınca
nasıl mutlu olacağınızı düşünün. Şu anda o çözüme ulaşmış olsanız nasıl
hissedecekseniz kendinizi öyle hissedin. Bırakın zihniniz o rahatlamış haliyle
sizin bu hislerinize ayak uydursun; sonra da uyuyun. Uyandığınızda, aklınızda
bir cevap yoksa, başka bir şeyle ilgilenin. Büyük bir olasılıkla, zihninizi
başka bir şeyle meşgul ettiğinizde, aradığınız cevap tost makinesinden fırlayan
ekmek dilimi gibi aniden ortaya çıkıverecektir.
Bilinçaltınız tarafından
yönlendirilmek istiyorsanız bilin ki en iyi yol en basit olanıdır. İşte bir
örnek: Bir zamanlar, bana aile yadigarı olarak kalan çok değerli bir yüzüğü
kaybetmiştim. Her yere baktım ama bir türlü bulamadım. Geceleri tıpkı karşımdaki
biriyle konuşur gibi bilinçaltımla konuşmaya başladım. Uykuya dalmadan önce ona
şöyle dedim: "Sen her şeyi bilirsin; yüzüğün de nerede olduğunu biliyorsun ve
şimdi bana onun nerede olduğunu açıklıyorsun."
Sabahleyin aniden uyandım;
kulağımda şu sözler çınlıyordu: "Robert'a sor!"
Bunu, dokuz yaşlarındaki bir
çocuk olan Robert'a sormanın çok anlamsız olduğunu düşündüm ama yine de içimden
gelen sesin dediklerine uydum.
Robert şöyle dedi: "A, evet, onu bahçede
buldum ve odamdaki masanın üzerine bıraktım. Pek değerli bir şey olmadığını
düşündüğüm için kimseye bir şey söylemedim."
Bilinçaltınız her sorunun
cevabını verecektir; yeter ki siz ona güvenin.
Babasının Vasiyetinin Yerini
Bilinçaltını Kullanarak Bulan Adam
Bu deneyimi, seminerlerime katılan genç
bir adam yaşadı. Babası aniden ölmüş ve hiçbir vasiyet bırakmamıştı. Fakat, kız
kardeşi, babasının herkes için adil bir dağılım düşünerek bir vasiyet
hazırlattığını kendisine söylediğini anlattı. Bu vasiyet ne kadar arandıysa bir
türlü bulunamadı.
Uyumadan bu genç adam zihninin derinlikleriyle şöyle bir
konuşma yapmış: "Şu anda bilinçaltıma bu isteğimi iletiyorum. O, vasiyetnamenin
nerede olduğunu biliyor ve bunu bana da açıklayacak." Sonra da bu dileğini tek
bir sözcük içinde toplamış: "Cevapla." Ve bunu ninni gibi defalarca tekrarlamış.
"Cevapla" sözcüğünü söyleye söyleye uykuya dalmış.
Ertesi gün bu genç adam
aniden Los Angeles 'taki belli bir bankaya gitmek için içinde çok güçlü bir
dürtü duymuş. Oraya gittiğinde babasının adına kayıtlı bir kasa kiralandığını
öğrenmiş ve sorusunun cevabı da bu kasasının içinden çıkmış.
Uykuya dalarken
aklınızdaki düşünceler kendi içinizdeki çok güçlü bir eğilimi açığa çıkartır.
Örneğin, diyelim ki evinizi satıp satmamak, hisse senedi alıp almamak, bir yere
ortak olup olmamak, bir şehre taşınıp taşınmamak ya da şu andaki sözleşmeyi
feshetmek veya yeni bir sözleşme yapıp yapmamak konusunda tereddüt içindesiniz.
Şöyle yapın: Büronuzdaki koltuğunuza ya da sandalyenize oturun ve sakinlesin.
Evrensel bir etki ve tepki yasası olduğunu hatırlayın. Etki, sizin
düşüncenizdir. Tepki ise bilinçaltınızdan gelen karşılıktır. Bilinçaltı zihin
tepkisel ve yansıtıcı bir yapıya sahiptir. Geri teper, karşılık verir ve
yansıtır. Bu muhabere yasasıdır. Siz doğru hareket üzerine yoğunlaştığınızda,
otomatik olarak bilinçaltınızdan gelen cevabı ya da yönlendirilmeyi temsil eden
bir tepki ya da karşılık alacaksınız.
Yönlendirilmeyi beklerken yalnızca
doğru hareketin ne olacağı üzerinde düşünün; bunun anlamı, bilinçaltınızda
yerleşik olan sınırsız zekayı, onun sizi kullanacağı noktaya gelene kadar
kullanmaktır. Bu noktadan sonra, sizin hareketleriniz bilge ve her şeye yetkin
olan sübjektif akıl tarafından kontrol edilecek ve yönlendirileceksiniz.
Verdiğiniz karar her zaman doğru karar olacak. Yaptığınız hareket mutlaka doğru
hareket olacak, çünkü doğru olanı yapmak üzere zorlayıcı ve sübjektif bir kuvvet
altına gireceksiniz. Zorlayıcı kuvvet terimini kullanıyorum; çünkü bilinçaltının
yasası bir zorlayıcı bir kuvvettir.
bir probleme bir çözüm bulamadığınızda hemen o konuda yapıcı olarak düşünmeye
başlayın. Eğer korku ve endişe duyuyorsanız, bunu düşünmekten saymayın.
Gerçekten düşünmek demek, korkulardan bağımsız olmak demektir.
İşte size, her
hangi bir konuda nasıl rehber bulacağınızı anlatan basit bir teknik: Zihninizi
ve bedeninizi iyice gevşetin. Bedeninize rahatlamasını söyleyin; size uymak
zorunda olduğundan dediğinizi yapacaktır. Bedenin iradesi ya da kendine ait bir
bilinci yoktur. Bedeniniz, inançlarınızı ve izlenimlerini kaydeden bir duygu
diskidir. Dikkatinizi toplayın; bütün düşüncelerinizi problemin çözümü üzerine
odaklayın. Onu bilinçaltınızla çözmeye çalışın. Tam istediğiniz çözüme ulaşınca
nasıl mutlu olacağınızı düşünün. Şu anda o çözüme ulaşmış olsanız nasıl
hissedecekseniz kendinizi öyle hissedin. Bırakın zihniniz o rahatlamış haliyle
sizin bu hislerinize ayak uydursun; sonra da uyuyun. Uyandığınızda, aklınızda
bir cevap yoksa, başka bir şeyle ilgilenin. Büyük bir olasılıkla, zihninizi
başka bir şeyle meşgul ettiğinizde, aradığınız cevap tost makinesinden fırlayan
ekmek dilimi gibi aniden ortaya çıkıverecektir.
Bilinçaltınız tarafından
yönlendirilmek istiyorsanız bilin ki en iyi yol en basit olanıdır. İşte bir
örnek: Bir zamanlar, bana aile yadigarı olarak kalan çok değerli bir yüzüğü
kaybetmiştim. Her yere baktım ama bir türlü bulamadım. Geceleri tıpkı karşımdaki
biriyle konuşur gibi bilinçaltımla konuşmaya başladım. Uykuya dalmadan önce ona
şöyle dedim: "Sen her şeyi bilirsin; yüzüğün de nerede olduğunu biliyorsun ve
şimdi bana onun nerede olduğunu açıklıyorsun."
Sabahleyin aniden uyandım;
kulağımda şu sözler çınlıyordu: "Robert'a sor!"
Bunu, dokuz yaşlarındaki bir
çocuk olan Robert'a sormanın çok anlamsız olduğunu düşündüm ama yine de içimden
gelen sesin dediklerine uydum.
Robert şöyle dedi: "A, evet, onu bahçede
buldum ve odamdaki masanın üzerine bıraktım. Pek değerli bir şey olmadığını
düşündüğüm için kimseye bir şey söylemedim."
Bilinçaltınız her sorunun
cevabını verecektir; yeter ki siz ona güvenin.
Babasının Vasiyetinin Yerini
Bilinçaltını Kullanarak Bulan Adam
Bu deneyimi, seminerlerime katılan genç
bir adam yaşadı. Babası aniden ölmüş ve hiçbir vasiyet bırakmamıştı. Fakat, kız
kardeşi, babasının herkes için adil bir dağılım düşünerek bir vasiyet
hazırlattığını kendisine söylediğini anlattı. Bu vasiyet ne kadar arandıysa bir
türlü bulunamadı.
Uyumadan bu genç adam zihninin derinlikleriyle şöyle bir
konuşma yapmış: "Şu anda bilinçaltıma bu isteğimi iletiyorum. O, vasiyetnamenin
nerede olduğunu biliyor ve bunu bana da açıklayacak." Sonra da bu dileğini tek
bir sözcük içinde toplamış: "Cevapla." Ve bunu ninni gibi defalarca tekrarlamış.
"Cevapla" sözcüğünü söyleye söyleye uykuya dalmış.
Ertesi gün bu genç adam
aniden Los Angeles 'taki belli bir bankaya gitmek için içinde çok güçlü bir
dürtü duymuş. Oraya gittiğinde babasının adına kayıtlı bir kasa kiralandığını
öğrenmiş ve sorusunun cevabı da bu kasasının içinden çıkmış.
Uykuya dalarken
aklınızdaki düşünceler kendi içinizdeki çok güçlü bir eğilimi açığa çıkartır.
Örneğin, diyelim ki evinizi satıp satmamak, hisse senedi alıp almamak, bir yere
ortak olup olmamak, bir şehre taşınıp taşınmamak ya da şu andaki sözleşmeyi
feshetmek veya yeni bir sözleşme yapıp yapmamak konusunda tereddüt içindesiniz.
Şöyle yapın: Büronuzdaki koltuğunuza ya da sandalyenize oturun ve sakinlesin.
Evrensel bir etki ve tepki yasası olduğunu hatırlayın. Etki, sizin
düşüncenizdir. Tepki ise bilinçaltınızdan gelen karşılıktır. Bilinçaltı zihin
tepkisel ve yansıtıcı bir yapıya sahiptir. Geri teper, karşılık verir ve
yansıtır. Bu muhabere yasasıdır. Siz doğru hareket üzerine yoğunlaştığınızda,
otomatik olarak bilinçaltınızdan gelen cevabı ya da yönlendirilmeyi temsil eden
bir tepki ya da karşılık alacaksınız.
Yönlendirilmeyi beklerken yalnızca
doğru hareketin ne olacağı üzerinde düşünün; bunun anlamı, bilinçaltınızda
yerleşik olan sınırsız zekayı, onun sizi kullanacağı noktaya gelene kadar
kullanmaktır. Bu noktadan sonra, sizin hareketleriniz bilge ve her şeye yetkin
olan sübjektif akıl tarafından kontrol edilecek ve yönlendirileceksiniz.
Verdiğiniz karar her zaman doğru karar olacak. Yaptığınız hareket mutlaka doğru
hareket olacak, çünkü doğru olanı yapmak üzere zorlayıcı ve sübjektif bir kuvvet
altına gireceksiniz. Zorlayıcı kuvvet terimini kullanıyorum; çünkü bilinçaltının
yasası bir zorlayıcı bir kuvvettir.