Bilinçaltı, Farkındalık ve Akış Bilinci

bendekiben

Elit Üye
BİLİNÇALTI,FARKINDALIK VE AKIŞ BİLİNCİ (1)


İnsanı ihya edecek tek bir şey vardır: o da sonsuz bilginin dönüştürücü gücüdür.Bu güce muhatap olmak için,sizin sınırlı gücü sınırsız ile irtibatlandırmanız lazım

Bilinç - Bilinçaltı - Bilinçüstü

Bütün olguların toplamı,depo hali bilinçaltını oluşturur.Bilincin oluşabilmesi içinde bilinçaltına ve dahilindeki bilinçüstüne ihtiyacımız vardır.Geçmiş ve gelecek arasındaki bilinç,'AN'ı belirler.Bilinçaltı geçmişle ilgilidir.Geçmiş tüm yaşantılar bilinçatında depolanır.(Harddisk) Bilinçüstü alan ise gelecekle ilgilidir.Bilinçüstü boyutta henüz işlenmemiş saf enerji vardır.İşte bu saf enerjiye form verebilmek ancak bilinçaltını kapatıp bilinci temizledikten sonra mümkündür.Saf enerjiye saf düşünceyle erişilebilir.(Düşüncesiz farkındalık)

Bilinçaltı,kendisine gönderilen herşeyi kabul eder ve depolar.Geçici olan ve geçici olmayan herşeyi kaydeder.Akıl yürütmez.Hayal-gerçek,doğru-yanlış ayrımı yapmadan herşeyi gerçek gibi algılayarak hareket eder.Ve genelleme yapar.

''Görmek için gözlerimi kapatırım'' (Paul Gauguin)
Acaba,neden algıda seçicilik yaşarız ve olayları kendileştiririz?Yani olayları aslı gibi değil hep kendimize göre algılarız.Hakikatı kendi aynamızın rengine bürürüz...

Mesela fizyolojik olarak (tıpkı görme olayında,aslında gören göz değil!göz,sadece bir pencere) hepimizin gördüğü aynı olmasına rağmen,neden ayrı ayrı yorumlarız? Sistem hepimizde aynı işler,ama nasıl olur da herkes farklı görür?

İşte bu olayında baş aktörü ; bilinçaltı

Birşey görmek,ona bakmak başka bir şey; onu algılamaksa bambaşka birşey.


* * *

Bilinçaltı,kendinde var olan ne ise,kendi algısı dışındaki konumda onu daha çok ön plana çıkarır.Onun için hadisi şerifte;''Kul musibeti anlarsa,o musibet rahmete dönüşür.''diyor.

Evet, bilinçaltı filtrelerinden sonra biz olayları görürüz.Öylece tanımlar,yorumlar ve anlarız.Yani gördüğümüz şeylerden çıkardığımız anlamlar farklı oluyor.Onun için insanlar sayısınca görüş ve anlayış vardır.Ve onun için gördüğümüz şeyler genelde farklı oluyor.

Bilinçaltı bir tür programlamadır

Doğru programlayıp,üst bilincin farkında olursan,o zaman bütünlük rahmi içine düşersin.İşte saf alana intikal da budur.

Doğru programlamak, ''Kulum bana bir adım atarsa''nın ilk adımıdır.''Ben ona on adım gelirim''se seyretmektir.O sana gelir.Doğru programlama yapmadan seyri becermek,seni aşar(!) Adım atmadan sana gelmez.

Bilinçaltımız bir tür mıknatıs gibidir

Bilinçaltımızdaki bilgiler bir türk mıknatıs gibidir.İçeride varolan şeyleri dışarıdan çeker.
''Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulmetmez.''(Nisa:40)

''Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir.''(Şura:30)

Hz.İsa (as) şöyle der: ''Yerde ne bağlarsanız,göklerde de onu bağlayacaksınız,Yerde ne çözecekseniz,göklerde de onu çözeceksiniz.''

Sanki bilinçaltımızda ne varsa,neye inanmışsak,bu inanca uygun enerjik boyutunda titreşimler oluşturuyoruz.

* * *

''Kulum beni nasıl bilirse,ona öyle muamele ederim.'' (Kutsi Hadis)

(Bu hadis kişinin,hayatta başarılı olabilmesi için çok derin tefekkür etmesi gereken bir hadistir)

Bilinçaltına ne ekerseniz onu biçersiniz
Bilinçaltımız bir fikri kaydettikten sonra doğruluğuna,yanlışlığına bakmadan sorgusuz sualsiz uygulamaya başlar.Burası çok önemli ve kırılma noktası olan bir bilgi.Yani ektiğiniz ne ise,iyi ya da kötü mutlaka yeşerecek.Her ne ekerseniz onu biçersiniz.Bu tarlaya ekilen herşey biçilmek içindir.Sanki bilinçaltı bilinçli zihnimizin hizmetkarıdır.

''Güzel gören güzel düşünür,güzel düşünen hayatından lezzet alır.'' (Bediüzzaman)

Yani bu,maddeden manaya ve manadan tekrar maddeye(ancak yerin saf 'nur' olması,madde içinde mananın görülmesi,mana-ı harfi) helezonik bir döngüdür.

* * *

''Ademi yarattım ve ona ruhumdan üfledim''(Kutsi hadis)

''Adem bu sır ile halifem oldu,madde üzerinde hüküm sahibiridir.''

''Ey Geylani! İnsan benim katımdaki (Allah katındaki) değerini bilse,'Bugün mülk benimdir' der.''(İlahi İhsan)

Ve böylelikle Adem,Allahın ruhunu taşımakla halife-i ruy-i zemin oldu.Yani Allahın halifesi.

'Ademi yarattım' maddi süreç.'Ona ruhumdan üfledim' ruhsal yapı,mana boyutu. Ve o da tekrar kemaliyle maddi düzleme yansıdır.Belki tahkiki iman sahası,imanın bilinçaltı düzeyde de yerleşmesidir bu..Düşünce tohum gibidir ve bilinçaltımızda toprak,gönderilen herşeyi kabul edip,inandığımız,onayladığımız her olgu burada yaşama dönüşür.

''Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz,nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.''(Münavi,Feyzü'l Kadir)

Alıntı.
 
BİLİNÇALTI,FARKINDALIK VE AKIŞ BİLİNCİ (2)

Bilinç-bilinçaltı ve bu yapımızın daha derinliklerinde İLAHÎ BİLİNÇ vardır.Yani biz bilinçli zihnimizi aşsak ve nehrin içine düşsek,bu nehir bizi sonsuzluk okyanusuna götürecek..
BİLİNÇ DÜZEYLERİ
Bilinçaltı -> Kollektif Bilinçaltı -> Kozmik Bilinçaltı -> SÜper Bilinç

Kollektif Bilinçaltı
Yani ''Ben'' dediği saha.. ''Nefsini bilen Rabbini bilir''

Bİlinçaltının beslendiği ve bu varlık boyutundaki tüm bilinçaltı düzeylerde iletişime geçtiğimiz kollektif yapı.. Bireysel bilinçaltımız düzeyinde dahi kolektif bilinçaltı dediğimiz tüm insanlıkla derin bir irtibat halindeyiz.. Farkında olun veya olmayın.. aslında bilgiler ortak havuzdan sizin bireysel bilinçaltı yapınıza bu iletişim sayesinde akıyor.Neticede;Varlığın dahi birimleri arasında sonsuz bir iletişim var.Aslında bireysel bir bilgi de,kolektif bilinçaltı düzeyde bütün insanlığım bilinçaltı ile irtibatlıdır ve oraya akar.
Eğer ki bilinçaltımız,vahyin evrensel bilgisi ile uyum haline gelirse,bu noktada kolektif bilinçaltınıda aşar ve suhani alemlere kapı açar

Kozmik Bilinç
SEN ÇIK ARADAN (toplum,zanların,bağlı olduğun tüm şeylerden kurtul) KALIR SENİ YARADAN... sahası.
Misal) makro düzeyde Mir'ac;tüm benlik sahasından çıkışın adı,içsel bir yokculuk,daha içe,daha derine olan bir seyahat..
veya..Cennet için Hz.Peygamber (s.a.v) der ki : ''Ne göz görmüş,ne kulak işitmiş,ne de insanın aklına hayaline böyle birşey gelmiş.'' (...)

Süper Bilinç
Tüm benlik düzeyinden çıktığın noktada,karşılaşacağın alemin ilk mertebesi,süper bilinçli zihin.. Bu tıpkı üçgen ortasındaki göz gibidir.Zıtlıkların birlenmesi neticesinde oluşan,yani ''İkilikle bilinir,birlikte anlaşılır'' denilen noktada ikiliğin,üçüncü birle birleşmesi neticesinde oluşan birlik,bütünlük hali. Birliğin doğurduğu üçüncü noktada bir hakikat görülür ki,bana göre,ona göre,şuna göre ayrımı yoktur.Bunları aşmışsındır ve ilk defa varlığa ön yargısız bakarsın.Gördüğün saf 'nur' olur.Kristal bakış budur. Yani bilinç,bilinçaltı ve kolektif bilinç aşılmıştır.Ve duru bakır kendini göstermiştir.
Bedeni aş,düşünceleri aş,hisleri aş,zamanı-mekanı aş.. işte bu Alem.. Beden bilinçli zihin,düşünceler bilinçaltı,hislerse kolektif bilinç,zaman-mekan olgu dışı..
Artık düşmezsin.. Kristal berraklık..

Saf göz ile görürsün lakin göreni yani gözü göremessin.Varlığın farklı boyutlardaki saf oluşlarını görürsün lakin göreni göremezsin.(bizdeki derin manada 'La İlahe' sırrı)
Bir bireysel bilinç,mutmainniyete yani süper bilinç sahasına yansıdığı zaman farkında olunsun veya olunmasın yanlış bir bilgi de içeri girse,artık kabul etmez.
Bu belki de Bediüzzaman'ın ''Şübehat orduları hücum da etse bir halt edemez'' dediği tahkiki imanın hakka'l-yakin mertebesidir.
''İman edip Rabbine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur'' (Nahl:99)
* * *
''Sen ilahi olanın gözbebeğisin''.. (İbni Arabî)

Kolektif Süper Bilinç
Saf nazarla bütünsellik görünür.Yani gözü,gözü ile görmek..
Peygamberimiz.. ''Allah'ım eşyanın hakikatini göster''diyor.
Hz.Ali (ra) ''Görmediğim Rabbe secde etmem'' diyor. Ve yine ''Ben bilinmezi,bilinmezle bilirim'' diyor..

O'nu onunla bilme sahası,tanrısal alan..Cemal buradadır..Burada cennetler,cehennemler hepsi aşılmıştır.Tüm akılların,ruhsal bilişlerin de dahil,bittiği..ancak hiç olmakla girilen nokta..

Kozmik Süper Bilinç
Burası gaybı mutlak,ağma,kör nokta..
''O'' mertemesi.

Hz.Ali'ye sormuşlar:''Allah kainatı yaratmadan önce neredeydi?'' diye. ''Ağma'daydı'' diyor.. kör nokta..
Belki de ''ALLAH'' ile ''MUHAMMED'' hakikatinin sonsuz ve tarifsiz olan mertebedeki sır içire sır olan AŞK hali..sonsuz..

İbni Arabi gayb-ı mutlak diyor (Hüve,O)

''Allah kendini insanda açtı''

''O kendine 'Allah' ismini verdi ve Allahlığını sıfatları ile tarif etti.Tarif ettiği sıfatlarını da fiileri ile gösterdi.''

İbni Arabi'nin alemler hakkındaki düşünceleri;
Aşağı alemlerden yüce alemlere doğru sıralanırsa;

1.Nokta:Hislere hitap eden alem olarak tecelli eden hak. (Bilinç,bilinçaltı)
2.Nokta:Yarı manevi yarı maddi eşya olarak tecelli eden hak. (Kolektif bilinç)
3.Nokta:Rab olarak tecelli eden hak. (Süper bilinç)
4.Nokta:Allah olarak tecelli eden hak. (Süper Kolektif Bilinç)
5.Nokta:'O' olarak tecelli eden (gayb-ı mutlak,ağma,kör nokta,gaybu'l gayb) hak. (Kozmik süper bilinç)


Tüm bu varlık mertebelerini yaratan ve var eden tek bir ilah vardır.Onun adı ALLAH'tır.''O''(gayb-ımutlak) kendine ''Allah'' ismini verdi.Ve bu ismi bize sıfatları ile tanıttı,sıfatlarınıda fiilleri ile gösterdi.
Zatı (Vacibul Vücud) herşeyden yüce ve münezzehtir..AllahuAlem..

* * *
Zemin (bilinç) ile gökler (üst bilinç),bir hükümetin iki memleketi gibi birbirine alakadardır.Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muameleler vardır.Zemine lazım olan ziya,hararet ve bereket ve rahmet gibi şeyler semadan geliyor,yani gönderiliyor.(...) melaike ve ervah,semadan zemine geliyor.Bundan,hisse karib bir hads-i kati ile bilinir ki, sekene,i arz için,semaya çıkmak için bir yol var. (On Beşinci Söz)

* * *
Evet,nasıl herkesin akıl ve hayal ve nazarı her vakit semaya gider;öylede,ağırlıklarını bırakan(gerçek arınmayı yaşamış) ervahı enbiya ve evliya veya cesedlerini çıkaran ervahı emvat,izn-i ilahi ile oraya giderler.Madem hiffet ve letafet bulanlar oraya giderler,elbette cesedi misali giyen (aura beden) ve ervah gibi hafif ve latif bir kısım sekenei arz ve hava,semaya gidebilirler.(bir tür astral çıkış). (Bediüzzaman)

''Yerde ne bağlarsanız gökte onu bağlarsınız.Yerde ne çözerseniz,göklerde de onu çözersiniz.'' (Hz.İsa)

İşte beşerde(büyük alem) zuhur eden bilinç düzeyleri(makro düzey)..

''Kainat küçük alem,İnsan büyük alemdir.'' (Hz.Ali)

Alıntıdır.
 
BİLİNÇALTI,FARKINDALIK VE AKIŞ BİLİNCİ (3)

Doğu öğretilerinde,vücutta yedi enerji noktasının olduğu ifade edilir.
Celcelutiye'de de yedi temel Esma vardır ve bu esmaların her biri belli çakralara bakmaktadır.Doğu öğretileriyle benzer yönleri bulunmakla birlikte bu islami bakış açısıdır.

- Ferd esması,tepe çakrasına bakar
- Cebbar esması,üçüncü göze bakar
- Şekûr esması,boğaz çakrasına bakar
- Sâbit esması,kalbe bakar
- Zahir esması,mideye bakar
- Habîr esması,cinsel çakraya bakar
- Zekî esması da kök çakrasına bakar

(Buradaki esmaların tecelliyatının derin manadaki boyutları ayrı bir kitap hacminde işlenecek genişlikte olduğundan kısa kesildi..)

Çakralar
Tepe Çakrası
''Allah onların kalpleri,kulakları üzerine mühür basmıştır.
Onlar 'kafa gözleri' üstünde de bir perde vardır.Onlar için korkunç bir azap vardır.'' (Bakara:7)

Üçüncü Göz
''Yemin olsun sen bundan gaflet içindeydin.Ama perdeni üstünden kaldırıverdik.Bugün gözün keskin mi keskin.'' (Kaf:22)
Üçüncü göz çakrasında açılım olduğu ya da diğer tabirle perde kalkınca kişi enerjileri,elektromanyetik alanları ve maddenin gerçeğini görmeye başlar ve görüş alanı çok genişler.

Kalp Çakrası
''Bu Kur'an,insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur.Gereğince inanan bir toplum içinde bir kılavuz ve rahmettir o'' (Casiye:20)
Aura
''Görmedin mi,Allah gökten bir su indirdi.Onunla renkleri çeşit çeşit meyvalar çıkardık.Dağlardan da yollar,beyaz,kırmızı değişik renklerde.Ve simsiyar yollada var.
Aynı şekilde insanlardan,hayvanlardan,davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var.Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir.Allah Azizdir,Gafurdur'' (Fatir:27-28)

İnsan çevresindeki elektromanyetik alan olan aurayı da ancak bu bilgiye sahip,bilgin olanlar görür.Bu da bilginlerin yaradılış mucizesini görüp ürpermelerini sağlar..

* * *
''Allah'ın boyasını esas alın.Allah'tan daha güzel kim boyar vurabilir.! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.'' (Bakara:138)

Burada,boyadan kastedilen 'aura' olabilir mi ? (!)


-----------------------------------

Saf mânâ sahası

Maddenin inceldiği ve hatta yok olduğu saha.. Yani bilincin bütün bilmelerinin devre dışı kaldığı boyut..
Allah Resulü: ''Rabbimle öyle anlarım olur ki,araya ne bir din,ne bir şeriat,ne bir peygamber,ne de bir melek girer.'' demiştir. (saha)

Celcelutiye'de Hz.Ali : ''Elim-lam-mim-ra'nın 'ra'sı ile ruhlar alemine yükseldim.'' diyor.. (...) (!)

Ey Geylani! (ilahi ihsan) ...

Başka bir enerjik boyut;Kim bilir belki Said Nursi'nin de bir keresinde ''Benim bir 'dua' vaktim var,o anda melaike de gelse kabul etmem'' demesi bu sırdandı

İkra Örneği

''İkra'' (Oku) emrinin biz sadece kitap okumak olduğunu biliriz.Veya düşüncemizle bunu geliştirir. 'Hayır,kainatı okumak' deriz, 'Kur'an okumak' deriz.. vs. Yani Bilincin zorlaması ile 'ikra' hakkkında konuşuruz.
Evet asıl mesele, ''İkra''nın,o şeyin içinde erimek,kaybolmak onunla olmak.. İşte bunun adı 'AKIŞ'tır.
Misal) Sadık Efendi öyle dermiş: ''Kırk yıldır Allah'la sohbetteyim,halk beni vaaz ediyor sanıyor''

Hakiki 'OKU'mada tanım ve kelime soyutlaşır,saf enerji ve farkındalık başlar.burada -tam manasıyla- bütünsellik vardır.
Kur'an olmak,kainat olmak,ikra olmak...

''İkra'' kelimesinin bilinçaltı safiyetindeki yazılımı,bütünsellik ve tevhid bakışıdır.O nazarla varlığı yaşamak ve olmaktır. (KA)

Yine biz ''Biz Kur'an'ı indirdik'' ayetini dinleyince aklımıza gökten inen bir kitap gelir.Ama bu ayeti bilinçaltı düzeyde açarsak,o zaman inen herşeyin ayet ve kainatın dahi büyün bir Kur'an olduğunu görebiliriz.Ve görmenin ötesinde sonsuz yaşama sanatını elde ederiz.. vs

Lakin bunun dahilinde ''ikra'',bütünselliğiyle 'OKU' fiiline tam anlamıyla intikal etmek.bu yüzden bilinç düzeyinde açıp,derin manadaki boyutuyla dahil edilme zorunluğu vardır.
* * *

Asıl olan şu : ''Ayeti,bilinçaltı tarlasına en saf hali ile ekmek'' ki bu ayetler maddesel yapılardan daha güçlüdür.Zaten asılları ruhanidir.
İşte 'ikra' ayetini saf olarak bilinçaltı rahmine almaktır ehemmiyet sarf eden.. Misal) Ayetten ruh boyutunu,yani 'Hayy' sırrını doğurmak!
Hz.Mevlana:''Hepimiz bir Meryem'iz,içimizdeki İsa'yı doğurmalıyız.''derken acaba neyi demek istemişti?

-----------------------------------

İ'lem eyyühe'l Aziz! Zİkreden adamın,feyzi ilahiyi celb eden muhtelif latifeleri vardır.Bir kısmı kalb ve aklın şuuruna bağlıdır.Bir kısmı da şuursuz,yani şuurlara tabi değildir,husula gelir.Bİnaenaleyh,gafletle yapılan zikirler dahi feyizden hali değildir. (Mesnev-i Nuriye)

Alıntıdır.
 
BİLİNÇALTI,FARKINDALIK VE AKIŞ BİLİNCİ (4)

''Kur'an Fatiha'da,Fatiha besmelede,besmelede B'(ب)nin altındaki noktada şifrelenmiştir.Ben B(ب)'nin altındaki noktayım'' Hz.Ali (r.a)

Sonsuzluğun potansiyeli;Ayetler

''Gözleri vardır,ancak görmezler.''(Araf:179)
''Kur'an ve mü'min ikiz kardeştir.''(Hadis)

''Ey iman edenler, iman edin!''(Ayet)

Sonsuzluk potansiyelinin enerjik boyuttaki derinliği ayetler misali bütünselliğe akar.Bu bütünsellik kozmik bilinç dahiline girerse akış ve derin boyutta farkındalık başlar.

Misal) Hz.Ali(r.a) : ''Görmediğim Rabbe secde etmem'' der. Yine başka bir ifadesin ''Perde-i gayb açılsa yakînim (imanım) ziyadeleşmeyecek'' diyor. (!)


Damlanın deryaya karışması ve orada damlanın kaybolup derya olması gibi... akış...

Bir başka misal) İhsan mertebesi,Allah'ı görür gibi ibadet etmek,damlanın deryaya itikal etmesi..vs.

* * *

İçiride herşeyi görecek sonsuzluk var.Dıştan içe herşeyi hisselişle.. ve hakikati hakikat ile yaşmakla akarsın..

''Öyle mü'minler vardır ki,ben onları hangi sır,hangi nur ile görüyorsam,onlarda beni aynı sır,aynı nur ile görüyorlar''(Hadis)

Kur'an'ın Evrenselliği
Hz.Ali:''Kur'an Fatiha'da,Fatiha besmelede,besmelede B'(ب)nin altındaki noktada şifrelenmiştir.Ben B'nin altındaki noktayım''diyor. Yani sadece o 'NOKTA' olsa Kur'an açığa çıkartılabilir.Demek ki o NOKTAda her AN Kur'an görünüyor.(Besmele ve başındaki (ب)(nokta) sırrı mana itibari ile çok derin olduğundan burada kısa kesildi.lakin B'(ب)'nin altındaki 'nokta'ya farklı anlamlar yükleyip şeriata muhalif yaklaşımlara ithafen buraya nakledildi)

''Kur'anı Hakimde bazı hadisatı tarihiye suretinde zikredilen cüz'î hadiseler külli düsturların uçladır''(Said Nursi)

Evrensellik bu..Geçmişim ve geleceğin kainatının fotoğrafı çekilse,işte karşımıza Kur'an olarak yansır.Ayetlerdeki birimsel potansiyelin somut ve maddesel boyuttaki tezahürü..;sonsuzluk:Kur'an, ama.. 'OKU'-yabilene..

Onun için sahabe: ''Ayakkabımın bağı kaybolsa Kur'anda arardım'' diyor.

Her bir kelamı,farklı boyutta,farklı alemde,o varlık düzenine göre onu yansıyan sonsuz oluşumu oluşturur.

Onun için hadis der ki : ''Yedi kat gök vardır,yedi kat yer.Her gökte sizin Musa'nız gibi bir Musa,İsa'nız gibi bir İsa,Muhammed'iniz gibi bir Muhammed var..Yani bu manalar sonsuzdur.Tıpkı alemlerin sonsuzluğu gibi.'' (!)

''Allah yaratan ve türetendir.'' ayet meali bağlamında Allah bir model yaratıyor.Ve onu tüm alemlerde,tüm varlık bilinirliği düzleminde uygun bir dille sergiliyor.Ondan bin tane,milyon tane türetiyor.Tek bir mana yaratıldıktan sonra,o tüm varlıkta görünürlüğe geçiyor..

* * *

Muhammed;Varlıktaki dengenin,sonsuzluğun ve ''OKU''-manın adı.

Birşey herşeyi içinde barındırdığı gibi,herşey de bir şeyin içine sığışabiliyor.

Evrensellik;Sonsuzluk ve bütünlük..

* * *

''Elim lam sonra peşlerindeki ''Ra'' sırrı ile,''Nur'' isminle bütün süflî ruhanilerin üstüne çıktım.
Elim lam sonra mim ve ra'sı ile ruhların mecmâına yükseldim.Fakat gerçek ruh çok yücedir.'' (Hz.Ali)

Celcelutiye'den

İman,bir kendinde olma halidir,Kendinde olmayan kendini kaybeder,kendini kaybeden haddini bilmez.
Haddini bilen kendini bilir,kendini bilen Rabbini bilir.

Alıntı.
 
Bilinç bir niteliktir ama farkındalık nitelik değildir; insan bilinçli olduğunun farkında olabilir, fakat farkındalığın bilincinde olmaz.Tanrı bilincin bütünlüğüdür (külli bilinçtir), fakat farkındalık her şeyin ötesidir. Hem varlığın hem yokluğun. :)
Sayın bendekiben, bu denli güzel bilgiler icin tesekkürler. :)
 
Değerli bir bilgi paylaşımı olmuş birçok arkadaşımızın yararlanmasını temenni ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum..
 
Geri
Üst